Lütfen çalışmalarımızdan haberdar olmak için kaydolun.
Lütfen giriş yapınız.
Korkularınız mı var? Cesaret mi edemiyorsunuz? Deniz korkunuz mu var mesela? Zorlu deniz yolculuğundan geçerek atlatabiliyorsunuz bunu. Böcek korkusu mu? O da neymiş!
Öyle güzel üstesinden geliyorsunuz ki her şeyin! İnanın siz de hayretler içinde kalabiliyorsunuz “Tüm bunları ben mi yaptım?” diye.
O kadar uyum sağlayabiliyorsunuz ki onlardan oluyorsunuz. Adeta çikolata çocukları bağrınıza basıp keşke seni eve götürebilsem diyebiliyorsunuz.
Balon için birbirlerinin üzerine atlayan çocukları görünce “Hayat ne garip, ufacık şeyden nasıl da mutlu olabiliyorlar” diye hayretle izliyorsunuz.
Kağıtları buruşturup yuvarlak bir hale getirip sonra da bantla sararak top haline getiren ve bu topla oynayan çocuklar; bildikleri tek tatlı bisküvi, ayaklarında terlik olmadan o taşlı yolları yürüyen ve o taşlı yollarda futbol oynayan buruk ama aynı zamanda neşeli çocuklar…
Tumbatu Adası bambaşka bir dünya, acı veren bir yandan da samimiyeti ve duruluğu ile büyüleyen küçük ama içinde dünyaları saklayan bir ada…
Katarakt olduğu için türlü sıkıntılar yaşayan, önünü göremeyip sürekli düştüğü için yaralanan çocuklar, gün boyu tarlada çalışan ama yine de evlatlarının beslenmesini dahi karşılayamayan ve bunun için bir yardım eli bekleyen anneler, evlerine balık götürmek için buldukları pet şişelerden kendine sandal yapan babalar, rengarenk hasırlar dokuyarak ailelerine destek olmaya çalışan yaşlı teyzeler… Kısacası yaşam zor Tumbatu Adası’nda… Tahmin edebileceğinizden çok daha zor.
Adadaki çalışmalarımız esnasında, çok yorulduğum bir anda soluklanmak için sahil kenarında otururken, ekip arkadaşlarımdan biri yanıma geldi ve dedi ki; “Sakın yoruldum deme, senin buraya gelmen bir davet. Kimse buraya sebepsiz gelmiyor. Eğer sen buradaysan bunun bir sebebi var; bu insanlara yardım etmek ve onlar için bir şeyler yapmak. Bunu hiç unutma.” İşte o zaman kendime geldim ve dedim ki “Kalk Nagihan! Bu insanların bize ihtiyacı var.”
İlk defa gördüğüm Tumbatu Adası’nda aklımdan, kalbimden hiç çıkmayacak günler geçirdim diyebilirim sizlere. Birilerine faydalı olmak onlara yardım eli uzatmak kadar güzel bir şey yok. Umarım bir gün sizlere de davet gelir ve o insanların umudu olursunuz.
Nagihan Seda ULUIŞIK